Sükûnetle Direnen Bir Devlet Aklı: İsmet İnönü

İsmet İnönü;
Büyük Taarruz’un cephedeki komutanı,
Lozan’ın masadaki devlet adamı,
Cumhuriyetin en zor yıllarında ise
fırtınayı sessizlikle aşan bir devlet aklıdır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün silah arkadaşı olmak,
yalnızca aynı cephede bulunmak değildir.
Aynı sorumluluğu taşımak,
aynı bedeli göze almak,
aynı yalnızlığı paylaşmaktır.

İnönü’nün hayatı,
alkışla değil, sabırla örülmüş bir ömürdür.
Savaşın ardından barışı,
yıkımın ardından devleti,
yoksulluğun ardından umudu korumak
herkesin harcı değildir.

Bugün geriye dönüp baktığımızda şunu görmek gerekir:
Cumhuriyet, her zaman yüksek sesle savunulmadı.
Bazen geri adım atmadan durarak,
bazen susarak ama teslim olmayarak ayakta kaldı.

İsmet İnönü’nün mirası tam da budur.
Bağımsızlık, kararlılık ve halkına duyduğu sarsılmaz inanç.

Basın için de bu tarihsel duruş önemli bir ders içerir.
Çünkü basın susarsa kent konuşamaz,
basın unutur ise tarih eksik kalır.
İnönü’yü anmak,
yalnızca geçmişe saygı değil,
bugüne ve yarına karşı sorumluluktur.

Bugün onu,
bir partinin, bir dönemin ya da bir tartışmanın içine sıkıştırmadan;
bu ülkenin zor zamanlarında
devlet olmayı başarmış bir isim olarak anmak gerekir.

Ruhu şad olsun.
Cumhuriyet, sükûnetle direnenleri unutmaz.

Sağlıklı kalın...