Etrafımız yalan dolan…
Kimi zaman farkında olarak, kimi zaman bilmeden
herkesi ve her kesimi kandırıyoruz.Şimdi dönüp kendimize soralım:
Biz neyiz?Hakikatin sesi miyiz?
Yoksa
birilerinin istediği kadar bağıran birer yankı odası mı? Eskiden gazeteci,
gerçeği saklayanların kabusu olurdu.
Bugünse çoğu gazeteci,
güçlülerin pijaması kadar rahat bir haber diliyle dolaşıyor.Bizim işimiz kamuoyunu pansuman etmek değil,
kanı durdurmak, yarayı tedavi etmek, gerekirse kesip atılacak olanı göstermek olmalıydı.Ama biz ne yapıyoruz?
— Manşet atarken bile ölçüp biçiyoruz,
gerçek yerine “denge” gözetiyoruz.Gazetecilik denge işi değildir!
Gazetecilik, hakikatin yanında durma işidir. Kimi bunu “sert bir yazı” diye eleştirecek.
Ama ben, yıllarını bu işe vermiş bir kalem olarak
biliyorum ki:
Gazetecilik vicdanı olmayanın elinde yalanla dolan arasında sıkışır.Bugün bu satırlar,
meslektaşlarıma bir sitemdir.
Belki bir gün,
pansuman değil, gerçek tedavi yazıları yazarız…
Belki bir gün…Sağlıklı kalın...
Kimi zaman farkında olarak, kimi zaman bilmeden
herkesi ve her kesimi kandırıyoruz.Şimdi dönüp kendimize soralım:
Biz neyiz?Hakikatin sesi miyiz?
Yoksa
birilerinin istediği kadar bağıran birer yankı odası mı? Eskiden gazeteci,
gerçeği saklayanların kabusu olurdu.
Bugünse çoğu gazeteci,
güçlülerin pijaması kadar rahat bir haber diliyle dolaşıyor.Bizim işimiz kamuoyunu pansuman etmek değil,
kanı durdurmak, yarayı tedavi etmek, gerekirse kesip atılacak olanı göstermek olmalıydı.Ama biz ne yapıyoruz?
— Manşet atarken bile ölçüp biçiyoruz,
gerçek yerine “denge” gözetiyoruz.Gazetecilik denge işi değildir!
Gazetecilik, hakikatin yanında durma işidir. Kimi bunu “sert bir yazı” diye eleştirecek.
Ama ben, yıllarını bu işe vermiş bir kalem olarak
biliyorum ki:
Gazetecilik vicdanı olmayanın elinde yalanla dolan arasında sıkışır.Bugün bu satırlar,
meslektaşlarıma bir sitemdir.
Belki bir gün,
pansuman değil, gerçek tedavi yazıları yazarız…
Belki bir gün…Sağlıklı kalın...