Şimdilerde aşk, ne Leyla için çölleri aşan Mecnun, ne de Şirin için dağları delen Ferhat. Ne Juliet’in dudaklarında kalan zehri hiç düşünmeden yudumlayan Romeo ne de ayrılmaları için savaş çıkarılan Mark Antony ve Kleopatra… Aslına bakarsanız ne de biz o dönemin birer kahramanlarıyız. Biz modern zamanın keşmekeşi içinde kimi zaman aşkın ne olduğunu bile bilmeden yaşayan ya da aşk yaşadığını zanneden kişileriz.
Reem Nöropsikiyati’den Dr. Mehmet Yavuz, gerçek aşkı unuttuk mu sorusunu sorarak dürüstçe cevaplamamız gereken birkaç soruyu bizlere yöneltiyor ve ekliyor: “Biraz karamsar bir giriş olsa da kim diyebilir ki geçmişin aşkları gibi yoğun duyguların yaşandığı bir modern zaman aşk hikayesi var diye. Sebebi ise çok açık değil mi? Gerçek aşkı unuttuk. Geçmişte bıraktık birçok güzelliği, sadece makineler dijitalleşmedi, biz de dijitalleştik tıpkı duygularımız gibi… Yorduk, yorulduk, tükettik ve belki de en çok biz tükendik. Kaybettik ve yitirdik gerçek aşkı.”
Peki neden?
Öyle bir rutinin içindeyiz ki önceliklerimiz değişti. Ev ve iş düzlemine kendimizi o kadar çok kaptırdık ki bazen kendimize bile zaman ayıramıyoruz. Aşk ise gündem konularımızın çok da başında yer almıyor. Hal böyle olunca ilişkilerimize gerekli özveriyi göstermiyor, çoğu zaman ikinci plana atıyoruz. Doğru düzgün görüşemiyor ve hatta telefonda konuşmaya bile üşenip mesajlaşıyoruz. Yukarıda da bahsettiğim gibi dijitalleşiyor ve mekanikleşiyoruz.
Artık partnerimizle aramıza mesafeler değil, telefonlar, sosyal medya mecraları giriyor. Sosyal medyaya harcadığımız vakti, ilişkilerimiz için ayırsak belki de şu sıralar hiç duymadığımız bir modern zaman aşk masalının kahramanı olabiliriz. Ancak öncelik sıralamamızda sosyal medyayı ilk üçe koyduğumuz bir dönemde bu ne kadar mümkün işte orası tartışılır.
Aşkı tekrar hatırlamak lazım
Aşkın ateşini tekrar yakmak yine bizim elimizde. Eğer hala aşka olan inancınızı koruyor ve aşık olduğunuza inanıyorsanız bu aşk için bir şeyler yapın. En önemlisi önceliklerinizi gözden geçirin. Hiçbir şey için bir diğer konuyu askıya almayın. Bu hayatta aşka da diğer meselelere de ayıracak kadar vaktiniz var. Siz de sadece aşkı ve sevmeyi tekrar hatırlamayı başarın.
Bunun için yapmanız gereken hafiflemek. Evet, üzerinizdeki tüm yüklerden kurtulmak, ayağınızdaki prangalardan sıyrılmak ve zincirlerinize veda etmek. Size engel olduğunuzu düşündüğünüz her şeyden kurtulun. Bu işe sosyal medya ile başlayabilirsiniz.
Gözlerinin içine bakın
Birkaç saniyeliğine gözlerinizi kapatın ve sevgilinizle en son ne zaman gerçek anlamda bakıştığınızı hatırlayın. Elleriniz birbirine kenetli ve sadece gözlerinizle iletişim kurduğunuz bir anınızı düşünün. Şimdi de en son randevunuzda kaç kere sosyal medya hesaplarınızı kontrol ettiğinizi söyleyin. Eğer cevabınız birkaç kereden fazlaysa işte burada bir sorun var demektir. Bu noktadan sonra kendinize bir söz vermeniz gerekiyor. Partnerinizle aranıza telefonların girmediği gerçek bir randevu yaşayacağınıza dair. Unutmayın bu söz hem ilişkiniz hem de kendiniz için.
Gerçek aşk güven ister
İnsanoğlunun en temel ihtiyaçlarından birisidir güven. Kendini iyi hissedeceği, hesapsız kitapsız olabileceği, tüm maskelerden arınmış olarak karşısına çıkabileceği birisini arar hep. Bu kişi önce annesi, sonrası ailesi sonra da partneridir. Gerçek aşkın kilit noktası olan güven ne yazık ki erozyona uğrayarak ve içi boşaltılan bir duyguya dönüştü. Güvenin kalmadığı bir ilişki ise kısa metrajlı bir film gibi geldi ve geçti hayatımızdan. Eğer ki gerçek bir aşktan bahsetmek istiyorsak tüm güven problemlerini aşmış olmamız gerekiyor. Güvenin ilişkilerdeki rolünü asla hafife almayın. Güven problemlerini erteleyip itelemeyin. İlişkinin kanı olan güveni yitirip ilişkinizin kan kaybından ölmesine izin vermeyin. Özellikle de gerçek aşkı bulduysanız…


Reem Nöropsikiyati’den Dr. Mehmet Yavuz, gerçek aşkı unuttuk mu sorusunu sorarak dürüstçe cevaplamamız gereken birkaç soruyu bizlere yöneltiyor ve ekliyor: “Biraz karamsar bir giriş olsa da kim diyebilir ki geçmişin aşkları gibi yoğun duyguların yaşandığı bir modern zaman aşk hikayesi var diye. Sebebi ise çok açık değil mi? Gerçek aşkı unuttuk. Geçmişte bıraktık birçok güzelliği, sadece makineler dijitalleşmedi, biz de dijitalleştik tıpkı duygularımız gibi… Yorduk, yorulduk, tükettik ve belki de en çok biz tükendik. Kaybettik ve yitirdik gerçek aşkı.”
Peki neden?
Öyle bir rutinin içindeyiz ki önceliklerimiz değişti. Ev ve iş düzlemine kendimizi o kadar çok kaptırdık ki bazen kendimize bile zaman ayıramıyoruz. Aşk ise gündem konularımızın çok da başında yer almıyor. Hal böyle olunca ilişkilerimize gerekli özveriyi göstermiyor, çoğu zaman ikinci plana atıyoruz. Doğru düzgün görüşemiyor ve hatta telefonda konuşmaya bile üşenip mesajlaşıyoruz. Yukarıda da bahsettiğim gibi dijitalleşiyor ve mekanikleşiyoruz.
Artık partnerimizle aramıza mesafeler değil, telefonlar, sosyal medya mecraları giriyor. Sosyal medyaya harcadığımız vakti, ilişkilerimiz için ayırsak belki de şu sıralar hiç duymadığımız bir modern zaman aşk masalının kahramanı olabiliriz. Ancak öncelik sıralamamızda sosyal medyayı ilk üçe koyduğumuz bir dönemde bu ne kadar mümkün işte orası tartışılır.
Aşkı tekrar hatırlamak lazım
Aşkın ateşini tekrar yakmak yine bizim elimizde. Eğer hala aşka olan inancınızı koruyor ve aşık olduğunuza inanıyorsanız bu aşk için bir şeyler yapın. En önemlisi önceliklerinizi gözden geçirin. Hiçbir şey için bir diğer konuyu askıya almayın. Bu hayatta aşka da diğer meselelere de ayıracak kadar vaktiniz var. Siz de sadece aşkı ve sevmeyi tekrar hatırlamayı başarın.
Bunun için yapmanız gereken hafiflemek. Evet, üzerinizdeki tüm yüklerden kurtulmak, ayağınızdaki prangalardan sıyrılmak ve zincirlerinize veda etmek. Size engel olduğunuzu düşündüğünüz her şeyden kurtulun. Bu işe sosyal medya ile başlayabilirsiniz.
Gözlerinin içine bakın
Birkaç saniyeliğine gözlerinizi kapatın ve sevgilinizle en son ne zaman gerçek anlamda bakıştığınızı hatırlayın. Elleriniz birbirine kenetli ve sadece gözlerinizle iletişim kurduğunuz bir anınızı düşünün. Şimdi de en son randevunuzda kaç kere sosyal medya hesaplarınızı kontrol ettiğinizi söyleyin. Eğer cevabınız birkaç kereden fazlaysa işte burada bir sorun var demektir. Bu noktadan sonra kendinize bir söz vermeniz gerekiyor. Partnerinizle aranıza telefonların girmediği gerçek bir randevu yaşayacağınıza dair. Unutmayın bu söz hem ilişkiniz hem de kendiniz için.
Gerçek aşk güven ister
İnsanoğlunun en temel ihtiyaçlarından birisidir güven. Kendini iyi hissedeceği, hesapsız kitapsız olabileceği, tüm maskelerden arınmış olarak karşısına çıkabileceği birisini arar hep. Bu kişi önce annesi, sonrası ailesi sonra da partneridir. Gerçek aşkın kilit noktası olan güven ne yazık ki erozyona uğrayarak ve içi boşaltılan bir duyguya dönüştü. Güvenin kalmadığı bir ilişki ise kısa metrajlı bir film gibi geldi ve geçti hayatımızdan. Eğer ki gerçek bir aşktan bahsetmek istiyorsak tüm güven problemlerini aşmış olmamız gerekiyor. Güvenin ilişkilerdeki rolünü asla hafife almayın. Güven problemlerini erteleyip itelemeyin. İlişkinin kanı olan güveni yitirip ilişkinizin kan kaybından ölmesine izin vermeyin. Özellikle de gerçek aşkı bulduysanız…


