Türk Futbolunun Üzerine Çöken Kara Gölge

Son günlerde herkesin diline doladığı bir bahis furyası var…

Ama kimse meselenin köküne inip gerçek tabloyu konuşmaya yanaşmıyor. Türk futbolu, basiretsiz yöneticilerin, koltuğunu korumaktan başka derdi olmayan spor adamlarının elinde Avrupa’ya rezil edildi. Sporun ruhuna resmen tecavüz edildi; hem de göz göre göre!

 

Başta kendini bilmez, kimliğini kaybetmiş, spor eleştirmeni kisvesi altında ahlaksızlığı meşrulaştıran kişiler…


Spor kulübü başkanları ise kürsüye çıktıklarında taraftarına kin ve nefret aşılıyor. Bir kelime, bir işaret… 

Sosyal medyada yedi göbek sülaleye uzanan küfürlerin ardı arkası kesilmiyor. Bu çirkinliğin tohumu tribünden değil, yönetim katından saçılıyor.

Ve asıl büyük mesele…
TFF Başkanı’nın, bahis şirketi sahibi bir kulüp başkanından aldığı iddia edilen listeyle futbolcuları ve futbolu “temizliyoruz” bahanesiyle karanlık bir bataklığa çekmesi!


Bu nasıl bir skandaldır?


Bu kara lekeyi Türk futbolunun üzerinden nasıl silecekler, merak konusu.

Bugün yaşananların bir yüzü daha var:
Galatasaray’ın yükselişini durdurmak için koca bir futbol düzeni delik deşik edildi. Kısır çekişmelere, çıkar ilişkilerine ve masa başı hesaplara kurban edilen bir futbol ülkesi…

Bu oyunda kim kazanır bilinmez ama bir gerçek var ki: en çok kaybeden Türkiye’dir…

 

Basiretsiz Yönetimin Aynası: TFF Başkanı

TFF Başkanı İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu, bugün yaşanan kaosun merkezindeki isimlerden biri olarak görülüyor. Özellikle son gelişmeler, onun yönetim biçimi ve futbol aklı üzerine haklı soru işaretleri bıraktı.

Eksilen ve Eleştirilen Yönleri

1. Yönetim İstikrarsızlığı
Trabzonspor başkanlığı döneminde istifaların, krizlerin ve teknik kadro değişikliklerinin ardı arkası kesilmedi.
Kriz çözen değil, kriz üreten bir yönetici görüntüsü çizdi.

2. Sportif Başarı Eksikliği
Büyük hedeflerle gelip küçük hesaplarla geçen yıllar…
Trabzonspor o dönemde ne ligde ne Avrupa’da ses getirebildi.

3. Kutuplaştırıcı ve Sert Üslup
Sporun birleştirici atmosferini bozan açıklamaları, gerilimi artıran demeçleri ve taraftar psikolojisini olumsuz etkileyen söylemleri
Türk futbolundaki çatlağı derinleştirdi.

4. Şeffaf Olmayan Yönetim Anlayışı
Kararların kapalı kapılar ardında alındığı iddiaları, hem Trabzonspor’da hem TFF’de güven erozyonuna yol açtı.

5. Bağımsızlık Tartışmaları
Temiz futbol söylemiyle gelip, bahis çevreleriyle adı yan yana anılması…
Bu çelişki, kamuoyunda en sert sorgulanan noktalardan biri hâline geldi.

6. Kurumları Zayıflatan Tavır
Federasyon gibi koca bir yapıyı toparlamak yerine,
hakemlerle kavgalar, kulüplerle restleşmeler ve kamuoyunda tartışmalı yaklaşımlar
futbol kurumlarını daha da kırılgan hâle getirdi.

7. Yetersiz Kriz Yönetimi
Bahis skandalları ve liste tartışmaları büyürken, TFF yönetiminin etkili, net ve güven veren bir duruş sergileyememesi, futbol kamuoyunun tepkisini artırdı.

8. İmaj Kaybı
Bugün Türk futbolu, uluslararası arenada itibar kaybıyla anılıyor.
Bahis iddiaları, yönetim zaafları, çürümüş sistem…
Bu tablonun sorumlularından biri olarak da Hacıosmanoğlu gösteriliyor.

 

Ve Son Söz…

Bu oyun artık futbol oyunu olmaktan çıktı.
Birileri koltuklarını korusun diye Türk futbolunun alınteri, emeği ve saygınlığı kurban ediliyor.
Bahis gölgeleri, çıkar hesapları ve skandallar içinde kaybolan bu düzenin en büyük kaybedeni ne Galatasaray’dır ne Fenerbahçe’dir, ne de Beşiktaş ve Trabzonspor’dur…

En büyük kaybeden Türkiye’dir.
Ve bu kara lekeyi temizlemek artık bir federasyonun değil, bir milletin meselesidir.

 

Sağlıklı kalın…