Toplumun Yeni Hastalığı: Güven ve Çıkar
'Dostluklar menfaatle ölçülür oldu… Güven duvarları bir bir yıkılıyor.'
Bugün toplumun damarlarına kadar işlemiş bir hastalığı konuşalım: çıkarcılık ve güvensizlik!
Bir zamanlar “insan sözü senetti”, şimdi senet bile güven vermiyor.
Dostluklar pamuk ipliğine bağlı, güven duvarları ise ilk fırsatta yıkılıyor.
Dost bildiğin, yıllarını paylaştığın insan;
bir nokta kadar çıkarı söz konusu olunca bir bakmışsın yüzünü dönmüş, dilini yutmuş, seni yok saymış.
Bir zamanlar seninle ekmeğini bölüşen, şimdi seni bir lokmada yutmak istiyor.
İşte toplumun çürüme noktası tam da burası!
HER MESLEKTE AYNI TABLO
Bu hastalık sadece kişiler arasında değil; her meslek grubuna bulaşmış durumda.
Gazeteci, kalemini halk için değil, reklam veren için oynatıyor.
Siyasetçi, halkın derdini değil, kendi geleceğini düşünüyor.
Memur, vatandaşa değil amirine yaranmaya çalışıyor.
Esnaf, helal kazancı değil, kısa yoldan köşe dönmeyi hedefliyor.
Hatta sivil toplum kuruluşlarında bile aynı tablo:
İyilik kisvesi altında menfaat hesapları dönüyor.
Bir yardım kolisini bile kameraya göstermeden veremiyor kimse.
Çünkü niyet, yardım değil; gösteriş!
GÜVEN YOKSA HİÇBİR ŞEY YOKTUR
Güven, toplumun en güçlü harcıdır.
O harç çatladığında, ne bina ayakta kalır ne dostluk!
Bugün kimse kimseye kefil olmak istemiyor.
Birinin sözüne güvenip adım atan, yarı yolda kalıyor.
Paranın, makamın, çıkarın hüküm sürdüğü bir ortamda, yüreğin sözü değersiz kalıyor.
Eskiden insanlar birbirine “söz namustur” derdi.
Şimdi “bakarsın değişir” diyorlar!
Düşün kankim, ne hale geldik...
KÜÇÜK ÇIKARLAR, BÜYÜK İHANETLER
Bir memur, üç kuruşluk menfaat için vatandaşı süründürürken...
Bir gazeteci, bir ilan uğruna gerçeği eğip bükerken...
Bir siyasetçi, çıkar gruplarına göz kırparken...
Aslında hepsi aynı hastalığın taşıyıcısı oluyor: çıkar virüsü!
Bu virüs öyle sinsi ki, bulaştığı yerde dostluk kalmıyor, güven kalmıyor, vicdan susuyor!
Bir bakıyorsun yıllardır yan yana yürüdüğün insan, menfaatine dokununca arkana bile bakmadan seni harcıyor.
Ve bunu da “benim de ekmeğim” diyerek meşrulaştırıyor!
BİR TOPLUMU AYAKTA TUTAN ÜÇ ŞEY
Vicdan, güven, samimiyet.
Bu üçü varsa toplum yaşar.
Biri eksikse düzen bozulur.
Bugün baktığında bu üçü de neredeyse yok olmuş durumda.
Artık dostluklar menfaatle ölçülüyor, güven ise çıkarın gölgesinde kalıyor.
Oysa dost, zor zamanda belli olur.
Menfaat bittiğinde giden dost, hiç dost olmamıştır zaten!
Bugün herkes aynı soruyu soruyor:
“Bu toplum nereye gidiyor?”
Cevap belli okurlarım...
İnsanlar çıkarı karakterinin önüne koyduğu sürece, hiçbir yere gidemez!
Çünkü vicdanı olmayan toplum, yolunu bulamaz.
“Menfaatin bittiği yerde dostluk bitiyorsa, o dostluk hiç başlamamıştır.”
Sağlıklı kalın…