Mehmet Âkif Ersoy'un Vefatının 89. Yılında Bir Milleti Ayağa Kaldıran Ses
Bugün, adını yalnız şiir tarihine değil, bir milletin kaderine kazıyan büyük vatan şairimiz Mehmet Âkif Ersoy'u vefatının 89. yılında rahmetle, minnetle anıyoruz.
Âkif, sadece bir şair değildi.
O, vatanı işgal altındayken halkı ayağa kaldıran bir irade, bir duruş, bir ses…
Kelimeleri silah, mısraları birer isyan ateşi, inancı ise milletin siperiydi.
“Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım” diyerek bir milletin ruhunu topladı.
“Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…” diyerek, umudun en karanlık gecede bile sönmeyeceğini hatırlattı.
İstiklâl Marşı’nı yazarken aldığı para ödülünü reddetti ‒
çünkü o, marşın namusla ve imanla yazılması gerektiğini biliyordu.
“Bu marş milletindir” dedi,
kendisine değil…
Ve haklıydı: Bugün hâlâ her bir satır, her askerimizin, her öğretmenimizin, her çocuğumuzun ortak mirasıdır.
Âkif’in Bugüne Bıraktığı Büyük Emânet
Mehmet Âkif, aradan geçen 89 yıla rağmen hâlâ bize sesleniyor.
“Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın” derken, bedelini bildiği bir bağımsızlığın tekrar sınanmamasını istemişti.
Bugün bizlere düşen görev ise çok açıktır:
Millî değerlerimize sahip çıkmak,
Birlik ruhunu diri tutmak,
Hakkı, adaleti, doğruluğu savunmak,
Ve bu toprakların üzerinde yaşayan her insanın aynı bayrak altında kardeş olduğunu unutmamak.**
Âkif’in hayatına baktığınızda görürsünüz:
Makam istemedi, koltuk istemedi, alkış istemedi.
O sadece doğru olanı istedi.
Bugün doğruyu arayan her kalbin yanında duran bir yol göstericidir.
Milletler, Unutmadıkları Şairleriyle Yaşar
Mehmet Âkif Ersoy, İstanbul’un soğuğunda sessizce hayata gözlerini yumduğunda, cenazesine birkaç yüz genç katılmıştı.
O gençler tabutu omuzlarında taşırken, aslında bir devrin vicdanını da taşıyorlardı.
Bugün ise o yalnızlık yok…
Millet artık Âkif’in değerini biliyor.
Her yıl daha çok genç, daha çok öğretmen, daha çok yürek onun mısralarından güç alıyor.
Çünkü Âkif bize yalnız bir marş bırakmadı;
Bir diriliş ruhu bıraktı.
Son Söz
Vatan şairimizi, sadece anmak yetmez;
Onu anlamak, sözlerini yaşamak, ahlakını örnek almak gerekir.
Bu nedenle bugün, vefatının 89. yılında bir kez daha seslenelim:
Ruhun şâd olsun büyük üstat…
Bu millet senin mısralarında hâlâ diri,
Hâlâ hür,
Hâlâ ayaktadır.
Sağlıklı kalın...