Karaoğlan'a Özlemle – Bülent Ecevit'in Ardından 19 Yıl

Bugün bir devlet adamını değil, bir vicdanı anıyoruz.

Bülent Ecevit… Halkın dilinde “Karaoğlan”, siyasetin en sade, en dürüst yüzlerinden biriydi. Kravatını çıkarıp halkın arasına karışan, ayakkabısının tozunu utanmadan taşıyan bir başbakandı.

 

Ecevit, halkın içinden geldi ve hep halkın içinde kaldı.
“Toprak işleyenin, su kullananın” derken bir slogandan değil, bir inançtan söz ediyordu. “Ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzen” çağrısı da hâlâ kulağımızda çınlıyor.


Kıbrıs Barış Harekâtı’nı yöneten, o kararı verirken hiçbir dış baskıya boyun eğmeyen bir yürekti o.
O gün, “Biz oraya savaş için değil, barış için gidiyoruz” dediğinde; Türkiye’nin onuru, adasıyla, gökyüzüyle bir kez daha bütünleşti.

 

Ecevit’in bir başka özelliği de duruşuydu.
Popülizme kapılmadı, makamın şatafatına sığınmadı.
Evinde eşi Rahşan Hanım’la sade bir hayat sürdü; maaşını devlete bağışlayacak kadar mütevazıydı. Siyasetteki çoğu isim gibi zenginleşmedi — aksine, sadeleşti.

 

Bugün dönüp baktığımızda, onun eksikliğini yalnızca siyaset sahnesinde değil, toplum vicdanında da hissediyoruz.
Çünkü Ecevit, yalnızca bir başbakan değil, bir ahlak sembolüydü.


Gazeteci kimliğiyle yazdı, şair yüreğiyle konuştu, devlet adamı vakarını hiç kaybetmedi.
Halk ona “Karaoğlan” dedi; çünkü o, kara değil, kara günlerin umuduydu.

 

Bugün mezarına giden her yurttaş, aslında Türkiye’nin tertemiz bir sayfasına dokunuyor.


O sayfada ne kin var, ne kibir… Sadece emek, doğruluk ve vefa var.

Evet, bugün 5 Kasım…
Tam 19 yıl olmuş Karaoğlan aramızdan gideli.
Ama onun “halkçı yüreği”, hâlâ bu ülkenin sokaklarında, meydanlarında, şiirlerinde dolaşıyor.

 

Işıklar içinde uyu Bülent Ecevit…
Bu millet seni unutmadı, unutmayacak. 

 

“Halkın Karaoğlan’ı – 1925–2006”
“Ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzen.”

Sağlıklı kalın...