Ne sen o eskisin, ne biz seni tanıyabiliyoruz artık.
O sokaklarda yürüyen çocuklar şimdi apartmanların otoparkında büyüyor.
Senin kıyılarına vuran dalga, artık hüzün değil beton kokuyor.Bir zamanlar sabah güneşi Kabataş’a düşerdi.
Şimdi gökdelenlerin gölgesi düşüyor o ışığın üstüne.
Bağdat Caddesi’nde yol yoktu ama huzur vardı.
Şimdi asfalt var ama kimse yürümüyor, herkes kaçıyor.İstanbul büyüdü ama güzelleşmedi.
Zenginleşti ama zarif kalamadı.
Modernleşti ama medeni olamadı.Tarabya’nın sessizliğini taksilerin kornası bastırdı.
Üsküdar’ın sabah ezanına alışveriş merkezlerinin LED ekranı karıştı.
Moda’da çay içilirken artık kahve zincirinde sıra bekleniyor.
Haydarpaşa’dan kalkan trenin yerine,
şimdi hiçbir yere varamayan raylar kaldı.Evet, lüks arttı.
Katlar yükseldi, vitrinler parladı, sokak lambaları LED oldu…
Ama İstanbul artık nefes almıyor.
Yaşamaya çalıştığımız şehir değil bu.
Bu, geçmişin üzerine oturtulmuş bir zengin enkaz. Ey İstanbul…
Seninle yürümeyi özledik.
Yavaşlamayı, susmayı, dinlemeyi...
Ama sen koşmaya, bağırmaya, unutturmaya mecbur kaldın.Ah güzel İstanbul…
Belki bir gün yine denize bakıp iç geçiren bir kalem seni anlatır.
Belki bir çocuk, senin ne olduğunu rüyasında görür.
Ama biz seni gerçekten yaşadık.
Ve şimdi seni gerçekten çok özlüyoruz.Fotoğraf: İstanbul, Nüfus 1.364.000
Yıl: Hatırlayanlar için...Sağlıklı kalın...
O sokaklarda yürüyen çocuklar şimdi apartmanların otoparkında büyüyor.
Senin kıyılarına vuran dalga, artık hüzün değil beton kokuyor.Bir zamanlar sabah güneşi Kabataş’a düşerdi.
Şimdi gökdelenlerin gölgesi düşüyor o ışığın üstüne.
Bağdat Caddesi’nde yol yoktu ama huzur vardı.
Şimdi asfalt var ama kimse yürümüyor, herkes kaçıyor.İstanbul büyüdü ama güzelleşmedi.
Zenginleşti ama zarif kalamadı.
Modernleşti ama medeni olamadı.Tarabya’nın sessizliğini taksilerin kornası bastırdı.
Üsküdar’ın sabah ezanına alışveriş merkezlerinin LED ekranı karıştı.
Moda’da çay içilirken artık kahve zincirinde sıra bekleniyor.
Haydarpaşa’dan kalkan trenin yerine,
şimdi hiçbir yere varamayan raylar kaldı.Evet, lüks arttı.
Katlar yükseldi, vitrinler parladı, sokak lambaları LED oldu…
Ama İstanbul artık nefes almıyor.
Yaşamaya çalıştığımız şehir değil bu.
Bu, geçmişin üzerine oturtulmuş bir zengin enkaz. Ey İstanbul…
Seninle yürümeyi özledik.
Yavaşlamayı, susmayı, dinlemeyi...
Ama sen koşmaya, bağırmaya, unutturmaya mecbur kaldın.Ah güzel İstanbul…
Belki bir gün yine denize bakıp iç geçiren bir kalem seni anlatır.
Belki bir çocuk, senin ne olduğunu rüyasında görür.
Ama biz seni gerçekten yaşadık.
Ve şimdi seni gerçekten çok özlüyoruz.Fotoğraf: İstanbul, Nüfus 1.364.000
Yıl: Hatırlayanlar için...Sağlıklı kalın...